anasayfa / en çok tıklanan köşe yazısı /
günün köşe yazısı /
günün yorumu /
haftanın köşe yazısı /
haftanın yorumu /
ne çok okunan köşe yazısı
/ ne çok okunan köşe yazısı, en çok tıklanan köşe yazısı, haftanın köşe yazısı, günün köşe yazısı, günün yorumu, haftanın yorumu,
en çok tıklanan köşe yazısı
,
günün köşe yazısı
,
günün yorumu
,
haftanın köşe yazısı
,
haftanın yorumu
,
ne çok okunan köşe yazısı
ne çok okunan köşe yazısı, en çok tıklanan köşe yazısı, haftanın köşe yazısı, günün köşe yazısı, günün yorumu, haftanın yorumu,
Türkiye’den Ahmet Sağırlı herkesin bildiği bir konuyu çok ilginç bir soru ile gündeme taşımış: Sokaktan geçen 100 insanı çevirip ayda bir milyon lira ödeyeceksin, seni şuraya belediye başkanı yapacağız desek ne derler acaba? Kesinlikle çoğunluk “kabul” der. Oysa bir belediye başkanının maaşı nedir ki, 5–10 bin lira. Aynı soruyu milletvekilliği, başbakanlık, bakanlık hatta Cumhurbaşkanlığı için de sorabiliriz. Siyasilerin maaşları asgari ücret ile kıyaslandığında yüksek görünüyor ama kaziyeyi anha öyle değil. Bir milletvekili, bir başbakan, bir belediye başkanı aldığı maaş ile o makamı gerektiği gibi yürütemez. İşte bu yüzden Türkiye’de siyaset yapmak bir zenginleşme aracı olarak görülmektedir. Siyasette bir noktaya gelmeden önce; - Köhne bir mahallede küçük bir evde oturan, - Otomobilinin kırık tamponunu yaptıracak para bulamadığı için iple bağlayıp süren, - Çocuklarını zengin işadamlarının verdiği bursla okutanlar işbaşına geldikten sonra ışık hızıyla zenginleşiyorlar. Nasıl oluyor bu? Siyaseten gelinen makamlarda çok büyük maaşlar mı alınıyor? Hayır? Çünkü Türkiye’de, bal tutan parmağını yalama hürriyetine sahip. Halk da o parmağı yalamaya ses çıkarmıyor. Zira kendisi de o makamlarda olsa aynısını yapacak, ballı parmağı yalayacaktır. Bu aforizma yayında olduğu sürece bu iş böyle gider. Oysa parmaktaki balı yalamak da hukuken bir tür hırsızlık. İslam’da buna “gulül” deniliyor ve cezası Kur’an’da belirtiliyor: Allah’ın huzuruna o görevi yaparken haksız elde edilen mal-mülk, her neyse onlar boynunda asılı olarak çıkmak! Beyaz Saray’da yenilen yemeğin faturasını başkan ödüyor! Hayır, Batılı bunun tedbirini almış. Makam-mevki sahiplerine iyi maaş veriyor ama her türlü masrafı da onlardan alıyor. - Hatırlıyorum, rahmetli Mehmet Ali Birand İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher ile yaptığı bir röportaj öncesi, başbakanın röportaj için yaptığı makyajın parasının istendiğini büyük bir şaşkınlıkla söylemişti! Orada başbakanın vereceği röportaj için yapılan masraf da şahsi harcama kabul ediliyor, burada devletlular bal tuttukları parmağı sadece kendileri değil, bal parmağına daldırıp daldırıp yandaşlarına da yalatıyorlar. - Ronald Reagan başkan olduktan sonra birinci ayın sonunda kendisine getirilen faturayı maaşından öderken, karısı Nancy anılarında “Kimse bize başkan ve eşinin Beyaz Saray’da yaşarken yedikleri yemeklere ve kullandıkları günlük malzemelere para ödemek zorunda olduklarından bahsetmemişti” diye yazmıştı. - Clintonlar da öyle. Hillary Clinton Beyaz Saray’da iki dönem başkanlık yaptıktan sonra kendi evlerine dönerken beş parasız ve borç içinde olduklarını” söylemişti! Bu yargının neresine güveneyim derken? Valla cümle bu. Kendi ağzıyla söyledi: “Ben bu yargının nesine güveneyim.” Gerekçe haklı görünüyor. Mahkeme, bir ihaleyi verilmesinden iki yıl sonra bozuyor. Tamam da… Anayasa’ya aykırı olduğu bilinen ve iptaline kesin gözüyle bakılan yasalar çıkarıp o yasalar iptal olana kadar icraata devam etmek ne oluyor? Süreci şöyle işletiyorlar: - Hükümet Anayasa’ya açıkça aykırı bir yasa çıkarıyor. - Yasa yürürlüğe girdikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne götürülüyor. - Ancak mahkemeden karar çıkana kadar yasanın gereği yapılıyor. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor. O yasa ile yapılan her neyse artık o işten geri dönülemiyor! Şimdi birilerinin de çıkıp “Anayasa’ya açıkça aykırı yasa yapıyorlar, ben bu yasamanın nesine güveneyim” dese, buna ne buyrulur acep! Bunun çözümü yargıdan şikayet etmek değil, yargıya intikal eden hususlarda karar verilene kadar beklemek, beklerken de yargıyı hızlandıracak tedbirler almaktır. Yargıtay Başkanı’nın Özel Kalem Müdürü’nü bile hükümetin atayacağı yasalar çıkarmak değil!
- Google hesabı ile
- Facebook hesabı ile yorumla
![]() |

SICAKLAR ARTTIYaz aylarının gelmesiyle birlikte bunaltan sıcaklar daha da artacağı ve yaşlı hasta ve çocukların sıcak havalarda dikkatli olmaları için uyarıldı.. KLİMA UYARISIYaz aylarının gelmesiyle birlikte bunaltan sıcaklar dan kurtulmak için kullanılan klima kullanırken nelere dikkat etmeliyiz.. |
2014 FIBA Dünya Kupasında ilk 16'lara kalan A Milli Basketbol Takımı, Barcelona'ya geldi.
Oyuncularımızdan Sinan Güler ve ömer Aşık, rakip Avustralya hakkında gazetecilere açıklamalarda bulundu. devamı |
|

- Enver Alan-dan önemli Açıklamalar
- Serbest piyasadan dolar ve Avro fiyatları
- İşte Beşiktaş'ınyeni hedefi
- Ahmet Davutoğlu içiniki önemli
- Rusyadan Nato ya tepki
- On binlerce memurun hakkını vermediler!
- İran İsrail'in İHA'sını düşürdü
- ALAN'DAN ; Sözleşmeli Personel Açıklaması
- İSTİFA EDEN ÖĞRETMENLER DİKKAT.!
- Eğitim Ödeneği Mahkeme Kararı.
- Sağlık durumu atamaya engelliyor..
- Enver Alan'dan İsraile sertGazzetepkisi
- Bonzai Ölümleri
- Sağlık kurulu raporu alacaklara müjde.
- Emekliye süpriz ikramiye
- BİST79.097
- EURO2,8735
- DOLAR2,1785
- ALTIN597,69
![]() İSTEDİĞİMİ YAPARIM Aslında mevzuat, (değerlendirme yapacak) Milli Eğitim Müdürlerine de Şube Müdürlerine de ben kimle .. ![]() Adalet... 13 yıldır Devlette yaptığı kadrolaşmayı yeterli bulmayarak, paralel yapı bahanesiyle kamuda yeni bir kirli hareket başlattı. Kendisi gibi.. |
Duyuru.!!!sitemize reklam vermek için ücretlerimiz haftalık aylık ve yıllık olarak belirlenir makul fiyatlar ile tekliflerinizi bekliyoruz... |
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder